TAKİPÇİLERİMİZE ÖNEMLİ DUYURU

Yeni Yayınlarımız 13.01.2015 tarihi itibari ile yeni web sitemizde yayınlanacaktır. Bizi Takip Etmeye devam ediniz. Teşekkürler.
www.olanlarinfarkindamisin.com

11 Nisan 2014 Cuma

Aile tipi Anti - İllüminati timi

1700’lü yıllarda kurulan ve dünyayı yönetmek üzere gizli çalışmalar yürüten İllüminati adlı örgüt, kimilerine göre varlığını sürdürüyor. Ciddi araştırmacıların yanı sıra sıradan insanlar da bu gizli örgütü deşifre etmek için çalışıyor. Adem ve Çiğdem ile 13 yaşındaki kızları Hilal de onlardan… Facebook üzerinden ‘Gizli Dünya Devleti’ne karşı açtıkları ‘savaş’ta, diziler, filmler, şarkılar üzerinden bilinçaltı mesajlar yakalayıp takipçileriyle paylaşıyorlar. Bu işi bir yaşam biçimine dönüştüren aileyle konuştuk…



Parmaklarımın, beynimden daha hızlı çalıştığı, uyku öncesi Facebook gezinme anlarından birindeyim. Bilinçsizce sayfanın altına doğru inerken, paylaşımlardan biri dikkatimi çekiyor: “İşte ‘Pis Yedili’deki İllüminati tespiti!” Sahnelerden birinde panoda asılı bir afişin yanına iliştirilmiş ‘tek göz’, kırmızı renkle daire içine alınarak işaretlenmiş. Neymiş; İllüminati’nin simgesiymiş; yoksa ne işi varmış bu sahnede?

SÜREKLİ GÜNCELLENEN 32 AYRI SAYFA
Suratımda alaycı, küçümseyici bir ifadeyle kaybolmaya başladım Facebook’un arama butonu ‘çukur’unda... Karşıma onlarca ‘Anti-İllüminati’ grubu çıktı. Birinden, diğerine hatmettim, atladım. Kiminin 100 bin takipçisi var, kiminin 10-15… Uykum açıldı; üşenmedim saydım. 32 ayrı sayfa buldum. Hem de öyle atıl halde de değiller. Dakikada bir güncelleniyor, özenle ‘like’lanıyor.

GİZLİ DÜNYA DEVLETİ
Onlardan biri de ‘Gizli Dünya Devleti’ydi... Başka bir hali vardı bu sayfanın sanki. Ne küfür vardı, ne de sanal alem tansiyonuyla ‘Kahrolsun İsrail’ temalı cihat çağrıları... Birileri burada ‘uslu uslu’ dizilerden, kliplerden, filmlerden ve çizgi filmlerden buldukları ‘şüpheli’ İllüminati işaretlerini kanıtlarıyla paylaşıyordu. Fark ettim ki, ‘tespit’lerin hepsi aynı imzadan çıkma... Ekleme yapmayı da unutmamışlar üstelik: “Yazdığımız her şeyin doğru olduğunu iddia etmiyoruz. Ama yanlış olduğunu söyleyebilir misiniz?” Hemen mesaj attım, hemen cevap geldi. Sayfanın kurucusu Adem Bey, hiç tereddüt etmeden “Buyurun evime, anlatayım size her şeyi” dedi.

ÜNİVERSİTE MEZUNU BABA
İstanbul, Bağcılar’da 3 katlı bir apartman. Çaldık kapılarını, 13 yaşındaki üvey kızı Hilal açtı. Az sonra 13 yaşında olduğuna şüphe edeceğiniz Hilal...
Adem Bey, 34 yaşında, bacakları tutmayan bir engelli; koltuk değnekleriyle yürüyor. Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi’ni bitirmiş ve bir kamu kurumunda devlet memuru olarak çalışıyor. Eşi Çiğdem Hanım ise 32 yaşında. İlk evliliğini erken yapmış. Kızı Hilal’i kucağına aldığında 19 yaşındaymış. Ama bu Çiğdem Hanım’ın üniversiteyi bitirmesine engel olmamış.
Ev, bildiğiniz ‘o evlerden’... Yapma sarı güllerin kristal bir vazoya konduğu, perdelerin ucunda dantellerin olduğu, 2 oda 1 salon, ufak, sıcak bir daire... Duvarda ‘Mom&Dad&Me’ çerçevesi, Arapça ‘Allah’ yazısı ve en yakışıklısından bir Atatürk fotoğrafı yan yana duruyor.
Tek bir ricaları vardı... “Soyadımızı açıklamayın. Google’da öylece çakılı kalmayalım Anti-İllüminati’ci garip aile olarak...”

HER ŞEY ÇELAKIL İLE BAŞLADI
Hiç vakit kaybetmeden soruyorum; “Nereden çıktı bu merak?” diye... Adem Bey, başlıyor anlatmaya: “Grup açılalı tam 1 sene oldu. Kulaktan dolma da olsa Scientology’yi filan magazinden takip ediyordum önceleri... İllüminati’yi de duymuştum. Yaklaşık 1,5 sene önce araştırmaya başladım. Fox TV’de yayınlanan ‘Ömer Çelakıl’la Hayatın Şifreleri’ programı beni tetikledi. Birkaç bölüm arka arkaya İllüminati’den bahsettiler. Başladım Youtube’la araştırmaya… Sonra da kitaplara daldım. Hem Türkçe, hem İngilizce... Sonra eşim ve kızım da ilgi duydu.”

1776’DA KURULDU
Bilmeyenler için İllüminati’yi kısaca açıklamakta fayda var... 1776’da Masonluğu kendine model alarak kurulan İllüminati örgütünün halen devam ettiği varsayılıyor. Yaygın iddiaya göre, modern İllüminati, zihin kontrolü uygulayarak, hükümetleri ve kuruluşları ele geçirerek ‘Yeni Dünya Düzeni’ni sağlamayı amaçlıyor. Amacı, monarşileri yıkmak, dini inançları yok etmek, vatanseverliği sonlandırmak... Ve bir diğer yaygın ‘komplo teorisi’nin işaret ettiği; başkenti Kudüs olan tek bir devlet kurmak! Anti-İllimünaticiler’in tezine göre, İllüminati örgütü, dünyaca ünlü pop starları, büyük bütçeli Hollywood filmlerini, televizyon dizilerini, ABD başkanlarını ve halkı birebir etkileyen diğer kişi ve kurumları bu ‘zihin kontrolü’ne alet ediyor.

NEDİR BU ‘İŞGÜZARLIK’?
Buraya kadar her şey tamam. Peki, kendi halinde bir çekirdek aile, hiçbir çıkarı olmadığı halde neden İllüminati’ye evinden savaş açar? Nedir bu işgüzarlık? Nedense herhangi bir siyasi partiye üye olup olmadıklarını merak ediyorum. Cevap şaşırtıcı: “Üye olmayı bırakın, desteklediğimiz bir parti bile yok. Biz ailece kendimizi milliyetçi ve muhafazakâr olarak tanımlıyoruz. Ulu önderimizin de izinden şaşmayız! Ne Bahçeli’ye, ne Kılıçdaroğlu’na, ne de Erdoğan’a güveniyoruz. Bu yüzden de boş oy attık zaten. Evet, bizim İllüminati’ye ilgimizin işgüzarlık gibi göründüğünün farkındayım. Hz. İbrahim’in ‘karınca’ hikâyesi bizim durumumuzu anlatabilir herhalde... Sormuşlar karıncaya; ‘Senin yanan büyük ateşten haberin yok mu? Ateşe hiç bakmadın mı? Senin bir damla suyun neye yeter?’ Karınca demiş ki; ‘Olsun, hiç değilse hangi taraftan olduğum belli olur’ Bizimki de o hesap işte... Bizde küfür bulamazsınız. Saygılı bir şekilde İllüminati’ye karşı duruyoruz. Aile işi, temiz yani...”

‘TESPİT ATLATMA’ YARIŞI
Bu ‘üst perde’ açıklamalar, beni hiç ama hiç tatmin etmiyor. Ama Adem Bey konuştukça, samimiyetinin perdeleri biraz biraz aralanıyor. Öğreniyorum ki; sadece bir yılda 1.700 ‘İllüminati tespiti’ yayınlamışlar. Evet, ‘tespit’ diye bahsediliyor o paylaşımlardan. Artık gecelerini gündüzlerini buna adamışlar. Bir oyundan alınan haz gibi bir durum var ortada. Durum böyle olunca da zevkle yerine getiriyorlar ‘ulvi görevlerini’... Hatta diğer sayfalarla aralarında rekabet bile varmış. Çiğdem Hanım anlatıyor: “Sizin nasıl gazeteciler olarak ‘haber atlatmak’ gibi meslektaşlarınızla çekişmeleriniz varsa bizim de diğer sayfalarla aramızda ‘O tespiti önce ben girmeliyim’ rekabeti var. Yayınlandıktan sonra 5 dakika içinde girmeye çalışıyoruz tespitlerimizi. Olur da gecikirsek ve çok yerde çıkmışsa; sayfamıza koymuyoruz.”

TEK GÖZ, PİRAMİT, ÇİFT SÜTUN... 
Aranılan işaretler ise başta ‘tek göz’ olmak üzere şöyle sıralanıyor: Piramit, beyaz tavşan, Yahudi yıldızı, baykuş, çift sütun, damalı yüzey, kelebek ve arka planlara gizlenmiş ‘sex’ yazısı... Dizileri saymaya başlıyorlar; her seferinde “Yok artık” demekten kendimi alamıyorum... Kurtlar Vadisi, Pis Yedili, 20 Dakika, Yalan Dünya, Avrupa Yakası, Behzat Ç., 1 Kadın 1 Erkek ve daha neler neler...
“Bence biraz paranoyaklaşmışsınız siz...” diyorum bir anda... Hiç bozulmadan cevaplıyor Adem Bey: “Sizi anlıyorum. Böyle düşünmeniz o kadar doğal ki... En yakınlarımız bile bizi anlamıyor. ‘Ne boş işlerle uğraşıyorsun be Adem?’ diyorlar. Bir defasında akrabaları topladık, anlattık derdimizi. Bize kahkahalarla güldüler. İki saat sonra bir telefon: ‘Haklıymışsın Adem. O bahsettiğin tek gözü gördük az önce televizyonda’ diye... Biz bile bazen kendimizden şüphe ediyoruz. Çok mu kaptırdık acaba kendimizi diye düşünüyoruz. Sonra aklıma Sokrates’in bir sözü geliyor: ‘Kainatta tesadüfe tesadüf edilmez’ Hadi biz paranoyağız, Sokrates de mi paranoyak?” 

‘YALAN DÜNYA’, İLLÜMİNATİ’NİN KRALI
Adem Bey, en çok tespit bulduğu dizilerden bahsetmeye devam ediyor: “Mesela Gülse Birsel’in projeleri... ‘Yalan Dünya’da da, ‘Avrupa Yakası’nda da İllüminati’nin simgesi ‘çift sütun’ dikkatimizi çekiyor. Bazen evin salonunda, bazen bir sinemanın girişinde. En olmadık yerlerde karşımıza çıkıyor. ‘Tek göz’e vurguya sıkça rastlıyoruz. Burhan Altıntop’un yatak başında, ‘Yalan Dünya’daki karakterlerden Açılay’ın tiyatro afişinde, ceketinin arkasında; her yerde var. Bu dizi zaten İllüminati’nin kralı! Komedi dizileri, bu topluluk için bulunmaz bir nimet zaten...”
“Pis Yedili de o dizilerden bir tanesi. Yakaladığımız en az 10-15 farklı tespit var. Öğrenci panosunda ne olduğu belirsiz kara kalemle çizilmiş bir tek göz var mesela... Niye var o? Neden orada? Jenerikten tutun, kantinin arka fonuna; her yerde Yahudileri temsil eden ‘yıldızlar’ göze çarpıyor. Ve bir başka tespit: Tüm mekânlarda zemin mutlaka damalı... İllüminati’nin hedef kitlesi 10-15 yaş arası… Çocukların bilinçaltını ele geçirmek istiyorlar. Çok belli değil mi zaten; bir çeşit ‘hipnoz’ altında oldukları?” ‘Akasya Durağı’nda ise İllüminati belirtileri daha da belirgin. Akasya, başlı başına bir ‘İllüminati’ sembolü. Burada ‘tek göz’lere, duvara gizlenmiş ‘sex’ yazılarına sıkça rastlıyoruz. ‘Leyla ile Mecnun’da da aynı belirtiler var. Bazen o ‘sex’ yazısı bir tüpün üzerine saklanıyor, bazen de duvardaki anlamsız işaretlerin arasına...”

HÜRREM’İN ETEĞİNDEKİ ‘TEK GÖZ’
“Muhteşem Yüzyıl’da Hürrem’in eteğindeki tek göz işlemesinden mi başlayayım; Pargalı İbrahim’in masasındaki piramidinden mi? Yoksa kâh Hürrem’in boynunda, kâh arka fonda bir kapı motifinde karşımıza çıkan altı köşeli İsrail yıldızını mı anlatmalı? Mesela ‘20 Dakika’ dizisinde de 1 saniyeden kısa bir sürede gösterilen ve kapağında İllüminati yazan bir kitaba bile rastladık... Ha buna karşı çıkanlar da var elbette... ‘Kurtlar Vadisi’ mesela... Senelerdir gizliden gizliye ‘İllüminati’yle savaşıyor; bizim takdirimizi kazanıyor.”
Hilal alıyor sözü... O da arkadaşlarından mustarip. İllüminati belirtilerini anlatmaya başlayınca sınıftakilere ondan uzaklaşanlar da olmuş, hak veren ve destekleyen de... Ama onu gerçekten anlayan sadece bir arkadaşı varmış. Ve o çok şaşırdığım, “Bu çocuk gerçekten 13 yaşında mı?” diye hayretlere düştüğüm iddialarına başlıyor:
“Facebook üzerinden Mısır’ın yönetimini değiştirebilen bir topluluktan bahsediyoruz. Bu nasıl bir büyü ki; tek bir kurşunla koca bir Arap Baharı başlıyor. Böyle şey olmaz. Ben de en az babam ve annem kadar dünya üzerinde oynanan bu oyunlarla mücadele etmeye çalışıyorum. Kıyafetlerde yakaladığım tespitler var. Annem daha çok müzik klipleriyle, babam da yerli televizyon dizileriyle ilgileniyor. Ama tabii ki herkes herkese yardım ediyor. Biz, insanlara yapılan psikolojik zulmü göstermek istiyoruz. 3 kişi, 3 kişidir... En basiti, ABD’de siyahîler haklarını savunmasalardı, bugün Obama başkan olabilir miydi?” 
RIHANNA BİZİ BİLE BÜYÜLÜYOR
Aile sadece yerli dizilerde aramıyor İllüminati izini. Çiğdem Hanım, yabancı kaynakları da takip ettiklerini anlatıyor: “Bizim bir sürü yabancı tespitimizde var. Yabancı sayfaların göremediklerinden hem de... Beyoncé ve Jay-Z, o kliplerde başı çekiyor. Ama bir şeyi de itiraf edelim burada. Rihanna’ya biz de bayılıyoruz. O bir albüm çıkardığı anda hemen dinliyoruz; bir klibi çıktığında ekrana kilitleniyoruz. Bakın işte, biz bilinçli olduğumuz halde bizi bile etkilemiş.
O kadında bir şey var. Kimsede olmayan başka bir hipnoz gücü. Özellikle son albümden ‘Diamonds’ ve ‘Love Without Tragedy’ adlı parçalar gerçek anlamıyla ‘büyüleyici’... Sabah akşam onun şarkılarını dinlemek istiyoruz Adem de, ben de... Hilal o kadar sevmiyor mesela. Rihanna’nın ‘İllüminatinin Prensesi’ olduğunu bilmeyen de yok. ‘S&M’ adlı parçasına çektiği klipte duvardaki yazılar arasında açıkça ‘The Illuminati’ yazıyor. En başta kendi yazıyor Twitter’da... Asla gidip de ona para kazandırmam ama; etkileniyoruz işte... Ne yapalım?” 
HOLOGRAMDAN UZAY GEMİSİ
Adem Bey’in en şaşırtıcı iddiası ise ‘teknolojik gelişmelerle ilgili: “Walt Disney’in kurucusu vücudunu dondurtuyor mesela 1966’da. Çünkü daha sonra tekrar hayata getirecekler. Bu olay bundan 50 sene önce gerçekleşti; düşünün! Şimdi, 1966’da böyle bir teknoloji varsa, şu anda teknolojide gelinen nokta size yeterli geliyor mu? iPhone mu yani 2013’te dünyanın ulaştığı yer? İşte bize müthiş bir ilaç veriyorlar teknolojiyle. Elimize büyülendiğimiz oyuncakları tutuşturuyorlar ki; büyük resmi, daha büyük teknolojik oyunları göremeyelim diye...
Şu söyleyeceğim şey belki de size ‘Bu adam iyice delirmiş artık’ diye düşündürtecek. Hologram teknolojisi... Senelerdir olduğunu biliyoruz. Bir şekilde böyle bir teknolojik gelişmenin olduğu sızdırıldı basına. Yarın bir gün, bu İllüminati örgütü, hologramlarla bir UFO indirse New York’un göbeğine, sonra da deseler ki; ‘Uzaylılar istila etti burayı... Gelin, onlara karşı birleşelim!’ Dünyada kaç kişi onların hologram olduğunu düşünür? Bakın, ben ‘Bu olacak’ demiyorum. Sadece ellerindeki güçle yapabileceklerini en uçuk komplo teorisiyle anlatmaya çalışıyorum. Öyle bir teknolojik gücün varsa, kontrol edemezsin çünkü. En basitini sorayım size... Siz gazetecisiniz; önemli bir meslek yapıyorsunuz. Güç elinizde, kaleminizde... Bir günlüğüne, bir tek satırlığına o gücü kendi lehinize kullanmadınız mı hiç?”

SAMANYOLU TV’NİN LOGOSU...
l Bizim en büyük savaşımız, halkımızın tepkisizliğiyle... 50 vatandaş öldü geçen hafta bu ülkede. Daha bugünden unuttuk. Bu durumu ülkenin aydınları nasıl normalleştiriyor? İşte GDO’lu ürünlerin bilinmeyen etkileri bunlar. Seni bireyselleştiriyor o ürün.

l Samanyolu TV’nin logosuna dikkatli bakın! Sol üst köşede ters haç işaretini göreceksiniz. Bu da Fethullah Gülen’in İllüminati’yle ilişkisini çok net açıklıyor.

l İddiaya göre Türk Bayrağı, ilk tasarlandığında yıldız 8 köşeliymiş. Dönemin padişahı Abdülmecit, Mason bir tanıdığının etkisinde kalarak köşe sayısını 5’ e düşürmüş. Böyle iddialar da var. Ama hepsi doğru diye bir kaide yok.

l Hande Yener, Lady Gaga’yı taklit ediyor ya hani... Bire bir kopyalayınca da bilmeden İllüminati’ye hizmet ediyor haliyle. Gerçi o, dikkat çekmek için “Bakın ben İllüminaticiyim” imajı sağlamaya çalışıyor da olabilir.
KAYNAK: http://www.aksam.com.tr/ekler/pazar/aile-tipi-anti--illuminati-timi/haber-209574

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder